Abstract:
Osmanlı minyatür sanatı, özellikle Fatih Sultan Mehmet’in sanata ilgisi ve sanatı destekleyici özellikleri sayesinde onun döneminden itibaren gelişerek ve saray içerisinde teşkilatlanarak devam etmesi üzerine hem korunmuş hem de oldukça fazla eseri ve gelişimi beraberinde getirmiştir. Sanatçıların hayal dünyaları kadar gerçekleri de ön plana çıkarmaları nedeniyle tarihi gerçeklikleri ve olayları birincil gözden anlatan minyatür örnekleri, yaklaşık 500 yıl Osmanlı sanatı içerisinde oldukça fazla miktarda yer almıştır. Olayların içinde yer alan nakkaşlar çalışmalarına gözlemlediklerini olduğu gibi geçirmelerinin yanı sıra sanatçıya özgü eserini kendi biçim ve üsluplarını da katarak meydana getirmişlerdir.
Sinemaya özgü niteliklerin Osmanlı minyatür sanatında kullanılıp kullanılmadığını incelediğimiz bu çalışmada örnek olarak Surnâme-i Vehbî tercih edilmiştir. Kendine has tarzı ile Levnî’nin yapıtlarından olan Surnâme-i Vehbî, Osmanlı minyatür sanatında önemli bir yer edinmiştir. Sinemanın temel öğelerini baz alarak yürüttüğümüz bu çalışmadaki minyatürler aynı zaman göstergebilimsel açıdan da ele alınmışlardır.
Birinci Bölüm, Osmanlı minyatür sanatına giriş niteliğinde ve dönemlere göre ayrılarak incelenmiştir. Sarayın sanata bakışı ve dönemin şartları ışığında değerlendirilen minyatür sanatının en iyi eserlerinin yer aldığı, klasik dönem olarak da anılan 16. Yüzyıl ve Batılılaşmanın ipuçları görülen 17. yüzyıl ve 18. yüzyıl yapıtları ve sanatçıları, bu bölümün konusunu oluşturmaktadırlar. İkinci bölümde ise sinemasal dilin öğeleri olarak ışık, renk, hareket, kurgu, kompozisyon tanımlanmıştır. Üçüncü bölüm göstergebilime giriş yapılmış ve düz anlam, yan anlam konuları üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölüm ise Surnâme-i Vehbî minyatürlerinden örnek olarak seçilenler ışığında sinemasal dil çözümlemesi yapılmıştır.