Özet:
Türk hukuk sistemine 743 Sayılı Eski Kanun ile girmiş olan evlat edinme müessesesi, bu kanunda alt soyu olmayan kimselere tanınmış bir hak mahiyetinde olmakla birlikte evlat edinilenin menfaatine ilişkin düzenlemeler açısından da oldukça zayıf bir uygulamaydı. Kanun koyucunun bu noktada yaptığı yenilikler ve değişimler neticesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’da bu müessese “evlat edinilen küçüğün yüksek menfaati” gözetilmek kaydıyla yeniden düzenlenmiş ve birçok konuda iyileştirmeler yapılmıştır. Artık altsoyu olan kimseler de altsoyun menfaati zedelenmeyecek şekilde evlat edinebilmekte ve benzer şekilde evlat edinilenin de bu noktada altsoyla olan ilişkisinde menfaatlerine zarar gelmemesi gözetilmektedir.
Diğer yandan, evlat edinilenin biyolojik anne babası ile kendisinin de bu süreçte rızasının olması kanun ile belirlenmiş kural olarak karşımıza çıkmaktadır. Şayet küçüğün ehil olmaması durumu söz konusu ise bu noktada mahkemenin atayacağı kayyum rıza mercii olarak tanınmaktadır. Diğer taraftan evlat edinme yaşı olarak önceki kanunun kabul ettiği 35 yaş sınırı 30 yaşa indirilmiş ve evli çiftlerin evlat edinmesinde birlikte evlat edinme zorunluluğu getirilmiştir. Böylelikle çiftlerin herhangi birinin rızası olmaması halinde doğacak ihtilaf ve sorunlu hallerin önüne geçilmeye çalışılmıştır.