Abstract:
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital diş hekimliği uygulamalarına ilgi
artmaktadır. Her geçen gün artan sayıda laboratuvar ve klinik, dijital diş hekimliği
uygulamalarını kullanmaya başlamaktadır. Dijital yöntemler konvansiyonel
yöntemlere kıyasla hasta, hekim ve teknisyen için; daha hızlı , daha konforlu , daha
öngörülebilir ve uniform kalitede restorasyonlar üretilmesine imkan tanımaktadır.
Bununla birlikte dijital diş hekimliği uygulamaları için yeni ve pahalı ekipmanlara
ihtiyaç duyulması ve diş hekimliği fakültelerinin eğitim programlarında dijital diş
hekimliği uygulamalarını öğrenmeye yeterince yer verilmemesi de bu konudaki
önemli dezavantajlardır. Protetik işlemlerde tamamen dijital iş akışı ile üretim
yapılabileceği gibi, konvansiyonel ve dijital yöntemlerin birlikte kullanılmasıyla da
restorasyonlar üretilebilmektedir.
Çalışmamızın amacı dijital ve konvansiyonel yöntemlerin tek başına ve birlikte
kullanıldığı iş akışlarının final restorasyonlara etkisini değerlendirmektir.
Çalışmamızın sıfır hipotezi; konvansiyonel iş akışı, tamamen dijital iş akışı ve
dijital ve konvansiyonel yöntemlerin birlikte kullanıldığı iş akışları arasında
restorasyonların marjinal ve internal uyumları benzerdir.
Çalışma modeli olarak bir fantom çalışma modeli (ANA4, Frasaco GmbH,
Tettnang, Almanya) temin edilmiştir. Standardizasyonun sağlanabilmesi için kuron
restorasyonu yapımına uygun formda mandibuler birinci molar fantom diş prepare
edilmiştir. (Frasaco GmbH, Almanya).
Çalışmamız için farklı iş akışlarında, örnek sayısı 12 olan 6 grup
oluşturulmuştur. Gruplar şu şekilde tasarlanmıştır;
• 1. Grup tamamen geleneksel iş akışıyla üretilmiş kronlardan oluşmaktadır ve
çalışmamızın kontrol grubu olarak belirlenmiştir,
• 2. Grup tamamen dijital iş akışıyla üretilen kronlardan oluşmaktadır,
iv
• 3.grup model üzerinden alınan konvansiyonel ölçülere opaklaştırıcı sprey
uygulaması yapılarak elde edilen dijital model üzerinden üretilen
kuronlardan oluşmaktadır,
• 4.grup model üzerinden alınan konvansiyonel ölçüden dijital model elde
edilerek üretilen kuronlardan oluşmaktadır,
• 5. grup model üzerinden alınan konvansiyonel ölçüden hazırlanan alçı
modelin üzerine opaklaştırıcı sprey uygulanarak taranmasıyla dijital model
elde edilerek üretilen kuronlardan oluşmaktadır,
• 6. Grup model üzerinden alınan konvansiyonel ölçüden hazırlanan alçı
modelin taranmasıyla dijital model elde edilerek üretilen kuronlardan
oluşmaktadır.
Mandibuler 1. molar diş üzerine yapılacak tam seramik kuronların internal ve
marjinal uyumları silikon replika tekniği ve stereo mikroskop (Motic SMZ 168, Motic,
Çin) ile değerlendirilmiştir. Silikon replika mezio-distal olarak kesilerek elde edilen
kesit üzerinde; mezial marjin, mezial aksiyal duvar, mezio-oklüzal köşe, oklüzal
yüzey,disto-oklüzal köşe, distal aksiyal duvar ve distal marjin bölgesinden olmak
üzere 30 farklı ölçüm yapılmıştır.
İstatistiksel analizler için NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007
(Kaysville, Utah, USA) programı kullanıldı. Çalışma verileri değerlendirilirken
tanımlayıcı istatistiksel metotların (Ortalama, Standart Sapma, Medyan, Frekans,
Oran, Minimum, Maksimum) yanı sıra verilerin dağılımı Shapiro-Wilk Testi ile
değerlendirildi. Niceliksel verilerin üç ve üzeri grubun karşılaştırmasında Kruskall Wallis testi; iki grup karşılaştırmasında Mann-Whitney U Testi kullanıldı. Anlamlılık
p<0.01 ve p<0.05 düzeylerinde değerlendirildi.
Değerlendirmeler sonucunda sıfır hipotezimiz kısmen reddedilmiştir.
Konvansiyonel ve tamamen dijital iş akışıyla üretilen kuronların internal ve marjinal
uyumları diğer gruplardan istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde iyidir. Bütün
gruplar için aksiyo-oklüzal bölgelerde yapılan ölçümlerde en yüksek internal aralık
değerleri bulunmuştur. Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar
bulunmuştur. Bununla birlikte çalışmamızın in-vitro bir çalışma olması sebebiyle
klinik önemlerinin değerlendirilmesi için klinik çalışmalarla desteklenmesi
gerekmektedir