Abstract:
Biyolojik açıdan birbirinden ayrılan birey, hormonal ve anatomik değişimlere
göre kadın veya erkek cinsiyetlerine sahip olmaktadır. Toplumsal cinsiyet ise
biyolojik cinsiyetin aksine toplumun bu cinsiyetlere atfettiği rolleri, tavırları,
davranışları, sorumlukları ifade etmektedir. Öğretmen, bireylerde etki bırakan önemli
bir değişkendir. Eğitimin kritik dönemlerinden biri olan ilkokul döneminde, sınıf
öğretmenlerinin toplumsal cinsiyet farkındalığına, duyarlılığına sahip olması oldukça
önemlidir. Birçok toplumda olduğu gibi Türkiye’de de toplumsal cinsiyet konusu
gündemini kaybetmeyen bir konudur. Bu araştırmada da gündemini kaybetmeyen bu
konunun sınıf öğretmeni adaylarındaki algısı incelenmektedir. Araştırmanın amacı
sınıf öğretmeni adaylarının toplumsal cinsiyet algısının incelemektir. Bu amaç
doğrultusunda nicel paradigma benimsenmiştir. Nicel paradigmalardan tarama
yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi 2022-2023 eğitim-öğretim yılında
İstanbul’da bulunan vakıf ve devlet üniversitelerindeki sınıf öğretmen adaylarıdır.
Araştırmaya 279 kadın, 165 erkek olmak üzere 444 sınıf öğretmeni adayı katılmıştır.
Araştırmanın verileri “Kişisel Bilgi Formu” ile “Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği”
(TCAÖ) ile toplanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler Mann-Whithney U Testi ile
Kruskal-Wallis H Testi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın geçerlik ve güvenirliği
uygulanan ters sonucunda %94 olarak saptanmıştır ve bu istenilen düzeydedir. Bu
test sonucu, araştırmanın geçerlik ve güvenirliliğini sağladığını ifade etmektedir.
Araştırmanın sonucunda, sınıf öğretmeni adaylarının toplumsal cinsiyet algılarının
orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Sınıf öğretmeni adaylarının TCAÖ’den aldıkları
puanlarla cinsiyet, aile tipi, mezun olunan lise, baba çalışma durumu, ailenin
ekonomik durumu değişkenleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu; medeni durum,
sınıf düzeyi, erkek kardeş sayısı, kadın kardeş sayısı, anne eğitim düzeyi, baba eğitim
düzeyi, anne çalışma durumu, çocukluklarının çoğunu geçirdikleri yerleşim birimi,
ikamet edilen yer, coğrafi bölge değişkenleri ile arasında anlamlı bir farklılık
olmadığı sonucuna varılmıştır.