dc.description.abstract |
Sesin film endüstrisine girmesinden bu yana, genel film deneyiminin kritik bir
bileşeni olmuştur. Sesin evrimi, günümüz filmlerinde her zamankinden daha zengin
hale gelmesini sağladı. Sesin hikayeyi etkilemede, duyguları artırmada ve ekranda
ikna edici bir ortam oluşturmada oynadığı rol, onu sinematik deneyimin önemli bir
bileşeni haline getirir. Ses tasarımı ve miksajındaki uzmanlar, dinleyicileri anlatıya
çeken ve görsellerin etkisini artıran filmsel sesleri dikkatlice oluşturur. Bazen seyirci
ses tasarımının öneminin farkında olmasa bile, duygusal etkisinden kaçınılamaz. Ses,
bir filmin daha iyi veya daha kötü görünmesini sağlayabilir, görseller ne kadar iyi
olursa olsun, sesin onlara bağlı olduğu kadar sese de bağlıdır. Bu önemli rol,
filmlerin asıl amacının izleyicilerde korku yaratmak olduğu göz önüne alındığında,
korku türünde özellikle vurgulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, ses tasarımının
izleyicinin korku filmleri deneyimi üzerindeki etkisini araştırarak, sesin sürükleyici
bir sinematik yolculuk üretmede oynadığı önemli işleve ışık tutmaktır.
Tümdengelimli bir metodoloji kullanılarak dört korku filmi, "Ringu", "The Wailing",
"A Quiet Place" ve "Baskın", ses tasarımının psikolojik etkilerini derinlemesine
incelemek amacıyla incelendi. Sigmund Freud'un korku hakkındaki görüşlerine
uygun olarak, 10 izleyiciden oluşan bir odak grupla geri bildirim toplandı ve analiz
edildi. Bulgular, ses tasarımının izleyicileri rahatlama duyguları, duygusal katılım,
daldırma, tanıdık ama rahatsız edici deneyimler ve gizli endişelere veya isteklere
dokunma yoluyla etkilediğini göstermiştir. Çalışma, ses yerleştirme ve karıştırmanın
korkutucu duyguları nasıl ürettiğiyle ilgili düzeyin yanı sıra, korku filmlerinde müzik
kullanımıyla ilgili şaşırtıcı içgörüleri vurgulayarak, ortak yönleri ve benzersiz
farklılıkları belirtti. |
tr_TR |