Abstract:
Çalışma, İstanbul'da sığ bir temelin farklı zemin türleri üzerindeki sismik
davranışını araştırmaktadır. Farklı yerleri temsil eden, değişen yerel zemin
sınıflandırmalarına sahip (ZB, ZC, ZD) yedi vakayı ele almaktadır. Geoteknik
yazılım PLAXIS 2D kullanılarak yapılan sayısal modelleme, her zemin tipi
üzerinde inşa edilen dairesel temellerin davranışını simüle etmek için
kullanılmaktadır. Her analizde hem statik hem de dinamik analizler yapılır. Statik
analiz, dairesel temele 350 kilo paskal statik yük uygulanmasını içerirken
dinamik analiz, temelin 6,4 ila 8,8 büyüklüğündeki yedi depreme maruz
kalmaktadır. Pik Yer İvmesinin (PGA), Pik Yer Hızına (PGV) oranı en yüksek
olan depreme odaklanan yedi farklı depremin seçimini içermiştir. Bu depremler,
altıyı aşan moment büyüklük (Mw) değerlerine göre özenle seçilmiştir. Ek olarak,
seçilen depremler, 5 metrelik sığ yüzey derinliğinden 35 metrelik kayda değer
derinliğe kadar olan bir aralıkta sığ derinlikler seçilmiştir. Bu depremlerin
dikkatli bir şekilde seçilmesi, sığ temelleri potansiyel olarak etkileyebilecek
çeşitli sismik koşulları yakalamayı amaçlamaktadır. Bu depremlerin temeller
üzerindeki etkisi, özellikle PLAXIS 2D yazılımı aracılığıyla Sonlu Eleman
Yöntemi kullanılarak analiz edilir. Araştırmanın odak noktası, sismik parametre
PGA/PGV'nin yer değiştirme oranı üzerindeki etkisini incelemektir. Her vaka,
varyasyonları ve eğilimleri belirlemek için ayrı ayrı karşılaştırılır. Çalışma, daha
yüksek PGA/PGV oranlarına sahip depremlerin temellerde daha yüksek
titreşimlere ve deformasyonlara neden olduğunu göstermektedir. Deprem şiddeti
arttıkça temel ve çevre zemin üzerindeki baskı da artar. Ek olarak, temellerin
performansı, farklı zemin türlerinin özelliklerinden önemli ölçüde
etkilenmektedir. Genel olarak, bu araştırma, sığ temellerin statik ve dinamik
tasarım sonuçlarını analiz etmek ve değerlendirmek için değerli bilgiler
sağlanmaktadir. Araştırma, temellerin tasarımını iyileştirmek ve depreme eğilimli
v
alanlarda mevcut temellerin performansını değerlendirmek için kullanılabilir.
Temellerde, binalarda ve yapılarda stabilite ve yapısal güvenliğin sağlanmasına
katkıda bulunur.
Sonuç olarak, çalışma, temel tasarımında sismik parametre PGA/PGV ve
zemin özelliklerinin dikkate alınmasının önemini vurgulamaktadır. Mühendisler,
farklı zemin tiplerinin sismik davranışını ve değişen yer hareketi özelliklerine
tepkilerini anlayarak, temel tasarımını optimize edebilir ve depreme eğilimli
bölgelerde yapıların dayanıklılığını artırabilir. Araştırma, sığ temellerin sismik
analizi, tasarımı ve değerlendirilmesi için değerli bir araç olarak hizmet ederek
daha güvenli ve sürdürülebilirliği teşvik etmektedir.