Abstract:
Katılma alacağı, mal rejimi hukukuna ilişkin nispî bir hak niteliğindedir.
Katılma alacağının hesaplanması ve ileri sürülmesi, tasarruf edilebilir kısmın
hesaplanması bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Katılma alacağı, duruma
göre ya tereke mevcudu ya da bundan çıkarılacak değerler belirlenirken
göz önünde bulundurulur. Katılma alacağının ödenmesi bakımından sağ
kalan eşin hukukî durumu ise özellik arz eder. Sağ kalan eş, mirasbırakanın
ölümünden önce evlilik birliğinin sona ermiş olması, mirasın reddi veya
mirastan yoksunluk gibi bir sebeple mirasçı sıfatına sahip bulunmayabilir.
Sağ kalan eş aynı zamanda mirasbırakanın mirasçısı durumunda da olabilir.
Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenen katılma alacağı, terekeye ait
bir borçtur. Bu borcun miras paylaşılmasından önce ödenmesi gerektiği
kabul edilmektedir. Mirasçılık sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, tereke
borçlarından dolayı kişisel olarak ve müteselsilen sorumludurlar. Terekeye
ait borç ödendikten sonra kalan miktar ise, mirasçılar arasında miras payları
oranında paylaşılır.