Türk Medeni Kanunu’nda, aile fertlerinin aynı aile adını taşıyarak diğer
ailelerden ayırt edilebilmesi ve ailevi bağın kuvvetlenmesi düşüncesiyle
aile adında birlik ilkesi benimsenmiştir. İlk kez belirlenmesi dışında, aile
adının belirlenmesinde kadına veya erkeğe seçme yetkisi verilmemiştir.
Kanun koyucunun toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı olarak, seçimi erkeğin
soyadından yana, kendisi yapmıştır.
Soyadı, kimliğin bir parçası olması nedeniyle taşıdığı büyük değere rağmen
Türk Medeni Kanunu m.173 ve m.187 uyarınca evlenme ve boşanma ile
kadının soyadı sürekli değişmektedir. Üstelik bu değişiklik kadına seçim
hakkı tanınmadan, tamamen iradesi dışında ve kanunen gerçekleşmektedir.
Görüldüğü üzere aile adı olarak sadece erkeğin soyadının tercih edilmesi
nedeniyle kadın, cinsiyete dayalı farklı hukuki muameleye maruz kalmaktadır.
Evlenen kadının ancak talep ettiği takdirde önceki soyadını kocasının
soyadından önce gelecek şekilde taşımaya devam etmesine izin verilmesi
ve boşanan kadının boşandığı kocasının soyadını ancak hâkimin izniyle
taşımaya devam edebilmesi, kadının kişilik değerlerine yönelik ihlali ortadan
kaldırmamaktadır.
Çalışmamızda kadının soyadına ilişkin düzenlemeler ve önem arz eden
içtihatlar kronolojik sıra ile ortaya konmuş, gelişen çağla birlikte değişen
toplumsal ihtiyaçlara ayak uydurmaya çalışan kanun koyucunun ve yargıçların
yönelimleri vurgulanmıştır. Türk Hukukunda kadının soyadı meselesinin
tarihsel gelişimi ikiye ayrılarak incelenmiş, Anayasa Mahkemesine bireysel
1 Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, ayse.havutcu@
yasar.edu.tr, ORCID: 0000-0002-6290-4131
2 Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi, yasemin.
[email protected], ORCID: 0000-0002-0225-4632
Yayın Kuruluna Ulaştığı Tarih: 10.11.2020 - Kabul Edildiği Tarih: 27.11.2020
DOI: 10.17932/IAU.HFD.2015.018/hfd_v06i2001
Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararları Işığında Kadının Soyadı
başvuru yolu açılmadan önceki durum ile sonraki durum kategorize edilerek
güncel gelişmeler ve kararlar ışığında konu mümkün olduğunca gözler
önüne serilmiştir.