Abstract:
Yapılan çalışmada pandemi dönemiyle beraber birçok çalışanın geçmiş olduğu
evden çalışma modelinin getirmiş olduğu dezavantajlar incelenmiş, evden çalışma ile
yabancılaşma, depresyon ve anksiyete arasındaki ilişki araştırılmıştır. Araştırmada
ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmada Yabancılaşma ölçeği, Beck
Depresyon Envanteri, Beck Anksiyete Ölçeği ve araştırmacı tarafından oluşturulan
Demografik bilgi formu kullanılmıştır. Araştırmaya katılan katılımcıların 309’u kadın,
91’i erkeklerden oluşmakta olup yüzde 67’si bekar, yüzde 33’ü evlidir. Katılımcıların
yüzde 54’ü haftanın en az bir günü evden çalışmaktadır. Katılımcıların yaklaşık yüzde
59’ u evlerinde 0-2 kişi ile kalmaktadır. Elde edilen veriler Pearson Korelasyon
Analizi, T-Testi ve ANOVA analizleri doğrultusunda incelenmiştir. Yapılan
korelasyon analizi sonucunda doğrultusunda evden çalışma ile yabancılaşma,
depresyon ve anksiyete arasında düşük kuvvette negatif yönlü bir ilişki olduğu;
yabancılaşma ile depresyon ve anksiyete arasında orta düzey ve pozitif yönlü bir ilişki
olduğu bulunmuştur. Cinsiyete göre karşılaştırma yapıldığında kadınların güçsüzlük
ve topluma yabancılaşma düzeyleri ile anksiyete düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı
bir şekilde yüksek çıkmıştır. Medeni duruma göre yapılan karşılaştırmada ise anlamlı
bir fark bulunmamıştır. Evden çalışma durumuna göre yapılan karşılaştırmada ise
evden çalışmayanların yabancılaşma, depresyon ve anksiyete düzeyleri anlamlı bir
şekilde evden çalışanlara göre daha yüksek çıktığı bulunmuştur. Evde yaşanılan kişi
sayısına göre karşılaştırma yapıldığında sadece depresyon ve anksiyete düzeylerinde
anlamlı bir fark olduğu, var olan farkın da evinde 0-2 kişi ile 6-8 kişi kalanlar arasında
olduğu tespit edilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda evden çalışma süreci arttıkça
yabancılaşma, depresyon ve anksiyete düzeylerinde azalma olduğu tespit edilmiştir.