Abstract:
Eğitimde öğrenme ve öğretme sürecinde gerçekleştirilen çalışmaların
temel amacı, öğrencilerde istendik davranış değişikliği oluşturmaktır.
Gelişmiş toplumlarda bu temel amacın gerçekleştirilmesinin amaçlandığı
yer ise okullardır. Okullar, bireyleri toplumdan alır bir eğitim-öğretim
sürecine tabii tutarlar ve bu eğitim-öğretim süreci tamamlandıktan sonra
bireyi tekrar topluma kazandırırlar. Nitelikli bireylerin yetiştirildiği yer
okullar ve okulların bir alt parçası olan sınıflardır. Sınıflar okullar içerisinde
eğitimin bireye kazandırmayı amaçladığı davranışların kazandırılmaya
çalışıldığı yerlerdir. Öğrenciler için daha olumlu ve öğrenmeye uygun bir
sınıf ortamı sunmak amaçlanan davranışları kazandırmayı ve öğrenmeyi
kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle sınıf yönetimi öğrenme ve öğretme
sürecinin en önemli parçalarındandır.
Eğitim öğretimde kazandırılması amaçlanan davranışları bireylerin
okul ve sınıflarda kendi kendine kazanmaları imkânsızdır. Söz
konusu olan bu evrede eğitim öğretimin temel taşlarından biri olan
öğretmenler devreye girmektedir. Öğretmenler eğitim öğretim sürecinde
kazandırılması planlanan davranışları öğrencilere kazandırmakla görevli
kişilerdir. Öğretmenler bu süreçte öğrenciler için önemli birer rol model
oluşturmaktadırlar. Öğrenciler öğretmenlerinin sergilemiş olduğu davranış
ve tutumlardan önemli ölçüde etkilenmektedir. Öğrenciler öğretmenlerinin
davranışlarını, konuşma şekillerini, konuştuklarını, giydiklerini dikkatli bir
şekilde ve oldukça yakından takip ederler. Öğretmenlerin etkisi özellikle
ilköğretimin birinci kademesinde büyük önem taşımaktadır. Buradan yolla
çıkarak öğretmenin davranışlarının sınıftaki eğitim ortamını büyük ölçüde
etkilediğini rahatlıkla ifade edebiliriz.
1 İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
2
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Sınıf Yönetimini Zorlaştıran Öğretmen Davranışlarının İncelenmesi
318
Yukarıda belirtmiş olduğumuz nedenlerden de yola çıkarak sınıf
yönetiminin öğretmenlik mesleğinin önemli parçalarından biri olduğunu
rahatlıkla söyleyebiliriz. Sınıf düzenin sağlanması ve öğrenmeye uygun
bir ortamın oluşturulması, öğretmenlerin meslekleri içerisinde yüzleşmek
zorunda kaldıkları önemli güçlüklerdendir. Sınıf yönetiminin özünde
öğrencilerin öğrenmelerine yardımcı olacak düzenli ve güvenli bir sınıf
ortamının oluşturulması yatar. Bu ortamın oluşturulması sürecinde de
en büyük görev öğretmenlerindir. Öğretmenler kendi bilgi, beceri ve
yetenekleriyle eğitim ve öğretim sürecinin gerçekleştirilebileceği olumlu
sınıf ortamını oluşturmayı amaçlarlar.
Fakat çoğu zaman okulda ya da sınıfta belirlenen yazılı veya yazılı olmayan
kurallara aykırı olan davranışlar, sınıf atmosferi üzerinde olumsuz etki
oluşturur. Bu eğitim ortamını bozan aykırı davranışları sınıf içerisinde
istenmeyen davranışlar şeklinde ifade edebilmemiz mümkündür. Genel
olarak eğitim sürecine baktığımızda bu tür davranışları öğrencilerin
gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Fakat durum her zaman bu şekilde
değildir. Bazen öğretmenlerin sınıf yönetimini gerçekleştirirken göstermiş
oldukları yanlış davranışlarda sınıf düzenini sağlamayı zorlaştırmakta ve
eğitim ortamını olumsuz yönde etkilemektedir. Sınıf içerisindeki öğretmen
davranışları öğrencilerin istenmeyen davranışlar göstermesinin nedenleri
arasında yer almaktadır.
Sınıf yönetimine yönelik yapılmış olan bilimsel çalışmalara bakacak
olursak; Mursal (2005) “İlköğretim I. Kademe 5. Sınıf Öğrencilerinin Sınıf
İçerisinde İstenmeyen Davranışlar Göstermesine Neden Olan Öğretmen
Davranışlarına İlişkin Öğretmen ve Öğrenci Görüşleri” adlı çalışmasında
öğretmenin sosyal beceri yetersizliğinden, öğretimle ilgili yetersizliğinden
kaynaklanan ve istenmeyen öğrenci davranışlarının nedeni olabilecek
öğretmen davranışları olduğunu tespit etmiştir.
Korkmaz (2007) “İlköğretim Okullarında Etkili Sınıf Yönetiminde Öğretmen
Davranışlarının İncelenmesi” adlı çalışmada, öğretmen öğrenci etkileşiminde
öğretmen davranışlarının etkisini belirlemek amacı ile öğretmen ve
öğrencilere uygulanan bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bu çalışma sonunda
öğretmenlerin sınıf yönetimi becerilerini öğrencilerin değerlendirmesine
göre daha olumlu gördükleri, öğrencilerin öğretmenlerinin sınıf yönetimi
becerilerini yetersiz buldukları sonucuna ulaşmıştır.
Ebru YILMAZ, Yrd. Doç. Dr. Aylin Sözer ÇAPAN
Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı - 2017 (317-322) 319
Yukarıdaki araştırmalardan ve bu araştırmaların sonuçlarından da
anlaşılacağı üzere sınıf yönetiminde en önemli etken öğretmenlerdir.
Genel olarak etkili sınıf yönetimini gerçekleştirmeyi engelleyen faktörün
öğrencilerin sergilemiş oldukları istenmedik davranışlar olduğunu dile
getiririz. Aslında etkili sınıf yönetimini engelleyen faktörün temeli
öğretmenlerin sergilemiş oldukları yanlış sınıf yönetimi becerileri ve olumlu
sınıf ortamı oluşturmayı amaçlarken gösterdikleri yanlış davranışlardır.
Çünkü çoğu zaman öğretmenin sergilemiş olduğu yanlış davranışlardır ki
öğrencide istenmedik davranışların ortaya çıkmasına neden olur.
Yapacak olduğumuz bu araştırmada da amaçlanan ilköğretim 1. Kademede
görev alan sınıf öğretmenlerinin sınıf yönetimini gerçekleştirirken
sergilemiş oldukları yanlış davranışları tespit ederek sınıf yönetimini
zorlaştıran öğretmen davranışlarına ulaşmak ve bu davranışların sınıf
yönetimi esnasında öğretmenler tarafından gerçekleştirilmesini önlemek
için farklı çözüm yolları üretmektir.
Bu amaç doğrultusunda ilkokullarda görev alan sınıf öğretmenlerine
uygulanmak üzere tarafımızdan hazırlanan 37 maddelik bir anket
uygulanması planlanmaktadır. Hazırlamış olduğumuz bu ankete
ilköğretim 1. Kademede görev alan sınıf öğretmenlerine sınıf yönetimi
becerilerini tespit etmeyi amaçlayan sorular yöneltilmektedir. Uygulamayı
amaçladığımız anketimizin öncelikle geçerlilik ve güvenirliğinin tespit
edilmesi gerekmektedir.
Güvenirlilik, aynı şeyin bağımsız ölçümleri arasındaki karalılıktır yani
ölçülen durumun her durumda aynı sonuçları vermesidir. Bu doğrultuda
anketimizin güvenilirliğini ölçmek için güvenilirlik için gerekli olan
zaman göre değişmezlik, bağımsız gözlemciler arası uyum ve iç tutarlılık
ölçütleri adım adım ankete uygulanacaktır.
Zamana göre değişmezlik ölçütü, herhangi bir şeyin belirli zaman aralıklarıyla
ölçülmesi ve ölçümler elde edilen veri grupları arasındaki ilişkidir. Zamana
göre değişmezliğin saptanabilmesi için aynı (benzer) koşullar altında ve belli
bir zaman aralığı ile ölçümleri sonucu elde edilen veri grupları arasındaki
ilişki (korelasyon katsayısı) ye bakılacaktır. Yani, ölçekte önceki ve sonraki
ölçmeler arasındaki korelasyon katsayısı hesaplanacaktır.
Sınıf Yönetimini Zorlaştıran Öğretmen Davranışlarının İncelenmesi
320
Bağımsız gözlemciler arası uyum ölçütü, birden fazla uzmanın birbirinden
bağımsız olarak aynı şeyleri ölçmeye çalışması durumudur. Gözlemcilerin
ayrı ayrı yaptıkları ölçümlerin ortalaması alınarak, her durum için bir tek
değer bulunacaktır. Asıl olan da bu değerin güvenirliğidir. Ayrı ayrı gözlem
sonuçları birbirine ne kadar yakın ise, sonuçta elde edilen ortalama değerin
güvenirliği de o kadar yüksek olacaktır.
İç tutarlılık ölçütünde; hazırlanan ölçme aracının belli bir amacı
gerçekleştirmek için, ölçme aracındaki maddelerin birbirinden bağımsız
üniteler incelenerek oluşturulduğu ve bu maddelerin birbirine eşit
ağırlıklara sahip olduğu varsayılır. Bu varsayımı ispatlamak için ise üç
tane daha önceden geliştirilmiş olan madde istatistikleri, bölünmüş test
çözümlemeleri ve eş (paralel) formlu araçlar teknikleri kullanılacaktır.
Madde istatistikleri tekniğinde; ölçme aracındaki her maddenin aldığı
değer ile ölçme aracının tümünden alınan toplam değer arasındaki ilişkiyi
ifade etmek amacıyla madde istatistikleri yapılacaktır. Bölünmüş test
çözümlemeleri tekniğinde; yapılacak olan güvenirlik ölçümlerinde ölçü
aracında bulunan maddeler yansız (genellikle tekler ve çiftler) olarak iki
eşit gruba ayrılacaktır. Her gruptaki toplam puanlar testin uygulandığı
herkes için ayrı ayrı bulunacaktır. Bölünmüş test puanları arasındaki ilişki
(korelasyon katsayısı) hesaplanacaktır.
Geçerlilik; ölçme aracıyla ölçülmek istenen şeyin ölçülebilmiş olama
derecesini ifade etmektedir. Bu doğrultuda ölçeğimizin geçerliliğini ölçmek
için geçerlilik için gerekli olan içerik geçerliliği, uygulama geçerliliği ve
yapı geçerliliği ölçütleri adım adım ankete uygulanacaktır.
İçerik geçerliliği ölçütü; ölçme aracında bulunan soruların ölçülmek istenen
amaca uygunluğunun saptanması için kullanılır. Ölçme aracında bulunan
soruların (maddelerin) ölçme amacına uygun olup olmadığı, ölçülmek
istenen alanı temsil edip etmediğini belirlemek amacıyla “uzman görüşü”
alınacaktır. Ölçü aracı ve amaçları bir uzaman gruba inceletilecektir.
Grubun önerilerine göre gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra ölçme
aracı kullanılacaktır.
Uygulama geçerliliği ölçütü; yapılan ölçüm ile ölçülmeye çalışılan şeyin
gerçek hayatla uyumunun karşılaştırılması için kullanılır. Bu doğrultuda
Ebru YILMAZ, Yrd. Doç. Dr. Aylin Sözer ÇAPAN
Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı - 2017 (317-322) 321
ölçme aracı ile yapılmış olan ölçme ile ölçülmeye çalışılan şeyin gerçek
hayattaki yansımalarının karşılaştırılmasındaki uyumuna bakılacaktır.
Yapı geçerliliği ölçütü; kuramsal olarak geçerlik ölçmenin dayandığı
“temel kuramların” geçerliliği ile ilgili bir ölçütüdür. Ölçme aracında yapı
geçerliliği ölçütü aranırken faktör analizi ve “bilinen grup” ile karşılaştırma
tekniklerinden yararlanılacaktır.
Faktör analizi tekniğinde; araştırmamızın kuramsal boyutunda yer alan alt
boyutların aynı faktör altında çıkma beklentisini test etmek amacıyla faktör
analizi yapılacaktır. Aynı faktörü ölçen maddeler bir araya gelerek çeşitli
grupları oluşturması beklenmektedir. Her faktör grubuna içinde bulunan
maddelerin özelliğine göre bir faktör adı verilecektir. Bu faktörlerden her
birinin ölçmedeki kuramsal yapıyı ifade etmesi beklenmektedir.
Bilinen grupla karşılaştırma tekniğinde; ölçme aracı, iki ayrı gruba
uygulanacaktır. Bunlardan birisi, ölçülmek istenen faktörler açısından
özellikleri bilinen bir grup olacaktır. Ölçme sonunda, özelliği bilinen grup,
beklenen yönde bir performans gösterir ise ölçme aracının “seçme” özelliği
var ve bunu gerekli şekilde yerine getirebiliyor denir. Bir başka ifade ile
ölçülmek istenen faktörler ölçülebiliyor demektir. Benzeri bir teknik de
geçerliği daha önce belirlenmiş olan bir ölçme aracı ile yeni geliştirilmiş
ölçme aracını aynı gruba uygulamak ve alınan sonuçlar arasında ilişki
(korelasyon) aramaktır. Şayet bu ilişki yüksek ise yeni geliştirilen ölçme
aracının geçerliğinin de yüksek olduğu sonucuna varılabilecektir.