dc.description.abstract |
Bilim ve teknolojide meydana gelen değişimler zamanla eğitimde de
değişimlerin meydana gelmesini sağlamıştır. Klasik eğitim yöntemleri yerini
modern eğitime bırakmıştır. Öğretmenlerin merkezde olduğu klasik yöntemler
yerini daha modern olan öğrenci merkezli eğitime bırakmıştır. Öğrencilerin
ihtiyaçları merkeze alınmış ve bu ihtiyaçlar temelli programlar yapılmaya
başlanmıştır.
Öğrencilerin okula başladığı dönemden bitirdiği döneme kadar tamamen
kendi ihtiyaçlarına uygun eğitimin inşa edilmiş olması önemlidir. Okula
başlarken gerekli olan olgunlaşmasının önceden belirlenip çocuğun eğitime
başlamaya hazır bir duruma gelmesi ileride elde edeceği kazanımların kalitesi
açısından önemlidir.
Okula başlama, zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan olgunlaşma
ile öğrenme hazırlığı gerektirir. Çocuğun öğrenme hazırlığı dil becerileri,
görsel ve işitsel algılama, kas koordinasyonu, hareki beceriler, sayı bilgisi,
yönergeleri izleyebilme ve grup faaliyetlerine ilgi gösterme gibi birçok faktörün
etkisindedir. Okula yeni başlayan çocuğun bu becerilerdeki ilerlemesi zekâ,
ev şartları, fiziksel durum, sağlık, sosyal uyum ve deneyimlerine bağlıdır. Bu
faktörlerden birinde yaşanabilecek eksiklik, birinci sınıfa başlayan çocuğun
öğrenmede güçlüğe uğramasına neden olabilir (Çataloluk, 1994). Gerekli
olgunluğa ulaşmış bir çocuğun ise okul yaşamında daha başarılı olabileceği
gibi daha sonraki öğrenim hayatında da başarılı olacağı bilinmektedir.
Çocukların okul öncesi süreçte yaşadığı ve var olan eksikliklerin zamanla
giderilmesi gerekmektedir. Bu aşamada giderilmeyen eksikliklerin ilkokul
ve sonraki aşamalarda çocuğun öğrenmesi üzerinde olumsuz etki edeceği
1
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
2
İstanbul Aydın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Okul Yöneticilerinin İlköğretimdeki Önleyici Hizmet Programlarına Bakış Açısının
Değerlendirilmesi
262
bilinmektedir. Hem çocuğun ihtiyaçlarının tespiti hem de bulunduğu
gelişim düzeyi ve bu gelişim düzeyinde karşılaşabileceği olumsuzlukların
giderilmesine yönelik güvenilir ve geçerliliği yüksek testler yapılması uygun
olacaktır.
Akademik başarının yanında sosyal, duygusal, fiziksel, bilişsel gelişim,
yaratıcılık, öz bakım alanlarında da çocuğun yeterlilikleri tespit edildikten
sonra ihtiyacı olan destek ona sağlanabilir. Okula başlama çağına gelmiş
çocukların bulundukları seviyenin tespiti, ilerideki öğrenme etkinliklerinin
planlanmasında hem öğretmene hem de aileye rehberlik sağlar (Polat Unutkan, 2003).
Genelde her ülkede ilkokula başlamak için belirli bir yaşta olmak gerekmektedir.
Ancak okula yeni başlayan biri için sadece yaş yeterli bir parametre değildir.
Çocukta bulunması gereken yeterliklerin olması önemlidir. Çocuğun
sağlıklı ve normal bedensel, duygusal, zihinsel vb. yeterliklere sahip olması
gerekmektedir. Örneğin okula yeni başlayan bir çocuğun büyük ve küçük kas
yapılarının gelişmiş olması gerekmektedir. Yazı yazarken kalemden dolayı
acı çeken veya çok çabuk yorulan bir çocuğun yazma etkinliğini sağlıklı bir
şekilde yerine getirmesi mümkün değildir.
Okullarda çocukların eğitimine başlamadan önce hazırbulunuşluk düzeyinin
yeterli olup olmadığı irdelenmelidir. Hazırbulunuşluğun tespit edilmesine
dönük geliştirilen testler bulunmaktadır. Çocukların hangi alanda eksiklik
yaşadığının belirlenmesine dönük bilişsel, fiziksel, duygusal ve sosyal
hazırbulunuşluk düzeyinin belirlenmesi önemlidir.
Okul yöneticiliği özel bilgi, uzmanlık gerektirdiği kadar sorunlara akılcı
ve uzun vadeli çözümler bulmayı da gerektirir. Son yıllarda okullarımızda
sorunların çözümü ile ilgili olarak psikolojik danışmanlık hizmetleri önemli
bir yer edinmiştir. Psikolojik danışmanlık hizmetleri yaygınlaştığı ölçüde
sorunların çözümü kolaylaşacaktır. Okullardaki rehberlik hizmetlerinden
beklentilere bakıldığında daha çok var olan sorunların çözümü öne çıksa da
rehberliğin asıl işlevi sorunların ortaya çıkmamasını sağlamaktır. Bu bağlamda
rehberliğin en önemli işlevi olarak önleyici hizmetler karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’de okulöncesi eğitim alıp almadıklarına ve bireysel farklılıklarına
bakılmaksızın altı yaşını dolduran çocuklar, ilköğretim okullarına
Hüseyin SULTANOĞLU, Yrd. Doç. Dr. Ganime AYDIN
Eğitim Fakültesi Dergisi, Özel Sayı - 2017 (261-265) 263
başlatılmaktadır. Okula başlayan çocuklardan hangisinin okul olgunluğuna
ulaştığı, aileleri, tarafından bilinmemektedir. Okul için hazır olmayan çocuklar,
okula başladıktan ve güçlükler yaşadıktan sonra rehberlik servislerine
gönderilerek teşhis edilmektedirler. Çocuğu hazır olmadığı bir ortama sokarak
okuma-yazmaya zorlamak, çocuğun okul başarısızlığı yaşamasına ve okula
karşı olumsuz tepkiler geliştirmesine neden olmaktadır. Çocukları ilköğretim
döneminde girecekleri çevreye önceden hazırlamak, gerekli çevresel
düzenlemeleri yapmak ve çocukları bireysel özelliklerine göre yönlendirmek,
çocukların olumsuz deneyimler yaşamasına engel olacaktır. Yapılan çevresel
düzenlemeler, çocuğun ilköğretim yaşantısına yumuşak bir geçiş yapmasını
destekleyecektir (Yılmaz, 2003).
Önleyici hizmetlerin etkin yürütülmesinin hem maddi hem de manevi
kazanımlar sağlayacağı açıktır. Bu etkin yürütmenin olabilmesi de önleyici
hizmetlerin önemi ve gereğinin okul yöneticilerinin vizyonunun önemli bir
parçası olması ile mümkündür.
Önleme hizmetlerinin mutlaka kurumsal bir temeli olmalıdır. Önleme
çalışmaları sadece rehberlik servisi ile yürütülecek çalışmalar değildir.
Okullarda yöneticiler, öğretmenler, veliler iş birliği içine girerlerse bu
çalışmalar başarıya ulaşabilir. Önleme çalışmalarına muhatap olan bireylerin
akranlarıyla da iş birliği yapılabilir. Farklı meslek gruplarından da destek
alınarak bu çalışmalar yapılabilir. İyi planlanmış uzun süreli çalışmalar
yürütmek gerekir.
Okullarda psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri, öğrencinin kendini daha
iyi tanıması ve özelliklerinin farkına varması, fırsatlarını ve seçeneklerini
tanıması, kendisi için gerçekçi kararlar alabilmesi, potansiyellerini
geliştirebilmesi, karşılaştığı engel ve sorunlarla baş edebilmesi ve çevresine
uyum sağlayabilmesi için yürütülen psikolojik yardım hizmetleridir. Rehberlik
hizmetleri kapsamında yer alan önleyici hizmetler bir sorun ya da olay ortaya
çıkmadan önleme çalışmalarıdır. Önleme yaklaşımı, genel olarak problemlerin
ortaya çıkmasını önlemeye çalışır ve yaşamın erken dönemlerine odaklanmaya
çalışır. Önleme çalışmaları için en uygun dönemler; okul öncesi dönem ve
ilköğretimin ilk kademesidir. Bu yaklaşıma göre okul ve aile, bireyin gelişimini
etkileyen en önemli kurumlardır ve özellikle okullar önleme çalışmalarının
yoğunlaştığı ortamlardır. Önleyici hizmetler dolaylı ya da dolaysız olarak
Okul Yöneticilerinin İlköğretimdeki Önleyici Hizmet Programlarına Bakış Açısının
Değerlendirilmesi
264
verilebilir. Dolaysız hizmet doğrudan öğrenciyi bilinçlendirme çalışmalarıdır.
Dolaylı hizmetler ise öğrencinin anne babasını bilinçlendirme çalışmalarıdır.
Doğrudan önleme alanında yazılan yazılar o kadar fazla olmasa da ülkemizde
dolaylı önleme ile ilgili pek çok yayın olduğu görülebilir.
“Okul Yöneticilerinin İlköğretimdeki Önleyici Hizmet Programlarına Bakış
Açısının Değerlendirilmesi” amacıyla yapılan bu araştırmanın yöntemi;
niceliksel araştırma yöntemlerinden olan tarama modelidir. Tarama modelleri
içinde de genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul
ili, örneklemi ise İstanbul Bahçelievler ve Bakırköy ilçelerinde bulunan 51
ilkokul müdürünü kapsamaktadır.
Yapılan araştırmada gerekli verileri toplamak amacıyla araştırmacı tarafından
hazırlanan iki anket kullanılmıştır. Birinci bölümde katılımcıların demografik
özelliklerini ortaya koymak amacıyla hazırlanan kişisel bilgi formu,
ikinci bölümde ise “Okul Yöneticilerinin İlköğretimdeki Önleyici Hizmet
Programlarına Bakış Açısının Değerlendirilmesi” amacıyla hazırlanan 14
soruluk anket formu bulunmaktadır. Anket formunun görünüş geçerliliğinin
tespiti amacıyla bir Dr. denetiminde uzman görüşlerinden faydalanmıştır.
Ayrıca görünüş geçerliliği amacıyla her soru incelendikten sonra konu ile
olan ilişkisi incelenmiştir. Bunun yanında anketin bütün konuyu kapsaması
sağlanmıştır.
Araştırmanın sonunda okul yöneticilerinin önleyici hizmet programının
uygulanması eğitim-öğretime katkı sağladığını düşündükleri görülmüştür.
Ancak okul müdürlerinin 1. sınıfa başlayacak öğrenciler için disleksi (öğrenme
bozukluğu) testi, hiperaktivite ve dikkat eksikliği testi, diskalkuli (matematik
bozukluğu) testi yapmadıkları görülmüştür. Ayrıca hazır bulunuşluk testinin
de uygulanmadığı tespit edilmiştir. Bunun yanında müdürlerin “Öğrencilerin
seviyelerine uygun gerekli ders araç-gereçleri temin edildi.” önermesine
katıldıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Önleyici hizmet anketi maddelerine müdürlerin verdikleri cevaplar
incelendiğinde cinsiyet, yaş, medeni durum, kıdem yılı ve öğrenim durumuna
göre anlamlı farklılığın görülmediği tespit edilmiştir. |
tr_TR |